19 Kasım 2017 Pazar

KEREVİZ SAPI VE YAPRAĞI KAVURMASI

Pazardan aldığım kerevizin yaprağı çok  olduğunda genellikle bol suda yıkayıp kuruduktan sonra buzdolabı poşetinde ,derin dondurucuda muhafaza ederim.Zaman zaman çorbalarda kırarak kullanırım(donan yaprakların çözünmesini beklemeden torba içerisinde oklava yardımı veya elinizle üzerine vurduğunuzda rahatlıkla kırılıyor.
Bu sefer zeytinyağında soğanla beraber kavurdum.Üzerine yoğurt sarımsak döküldüğünde lezzetli bir meze oldu.
Ben akşam balığın yanına yaptım.Denemenizi öneririm.





MALZEMELER

  • Bir adet büyük kerevizin yaprağı ve sapı(3 su bardağı dolusu çıktı)
  • 1 adet kuru soğan 3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
  • 2 su bardağı sıcak su
  • Karabiber,tuz
Üzeri için;
3 yemek kaşığı dolusu yoğurt
1 diş sarımsak
Pul biber

YAPILIŞI
  1. Kereviz yaprağını bol suda yıkayıp suyunu süzdürünüz
  2. Soğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağında pembeleşene kadar kavurunuz.
  3. İnce doğranmış kereviz yaprağı ve sapını da beraber soğanla kavurunuz
  4. İçerisine tuz ve karabiberi ekledikten sonra suyunu ekleyip tencerenin ağzını kapatınız kısık ateşde 30 dakika pişiriniz.(Arada suyu biterse kaynar su ekleyiniz.)
  5. Kereviz yaprakları ve sapı yumuşadığında ocağın altını kapatınız
  6. Soğuduktan sonra  sarımsaklı yoğurt sosu ile servis yapınız.Üzerine pul biber serpiniz
  7. Sevdiklerinizle beraber afiyet olsun

PÜF
Kereviz yaprakları yumusayana kadar kaynar su ekleyebilirsiniz

18 Kasım 2017 Cumartesi

KIBRIS GEZİSİ

Kıbrıs' a ilk kez gidiyordum.
Kuzey Koleji müdürü ve öğretmenleriyle beraber şubat ayında gezi planlanınca hemen yazıldım.Yakın arkadaşım Suna 'yada haber verdim.2 ay önce uçak biletlerimizi aldık.Ve heyecanlı bekleyiş başladı.Biz Suna ile 2 haziran sabah uçağıyla Yavru Vatana indik.Ercan havaalanın dan kalkan ,Girne'ye giden otobüse bindik.Yaklaşık 1 saat yaptığımız yolculukla beraber Girne 'ye ulaştık.Meydandan marinaya doğru yürümeye başladık.Bu arada çarşı içerisinde ki dükkanlara da göz atarak.O ne? çok istediğim hasır plaj çantasına gözüm ilişti.Satıcı fiyatını 70 TL deyince hemen aldım.Zira benim elimde görenlerde fiyat soruyorlardı.Kaçırmamak gerekti.Dükkan sahibi Kıymet hanım toptancıdan 2 adet farklı modelde eşantiyon olarak almış.Ben beğenip alınca da sevindi.Ben 2 senedir Bodrum ve İstanbul'da arıyordum.Bulduklarımın fiyatları çok pahalı olunca almamıştım.Otele gitmeden elimizde valizlerle alış veriş de yapmıştım.

Yürüyerek ve sorarak marinaya ulaştık.Şahane manzaralı otelimize bayıldık.Şanslıydık odamız balkonlu ve marinaya bakıyordu.White Pear ( beyaz inci) 9 odalı butik bir otel oranın eski otellerinden.Hemen valizlerimizi boşalttık.Marinayı gezdik ara sokaklardan geçerek bir büfede ekşi ayranla beraber yanımızdaki sandviçlerimizi yedik.Ekşi ayran torbada süzülen ev yapımı yoğurttan yapılıyor.Çocukluğumun tadını aldım.Çok lezzetliydi.Üzerine de kuru nane serpmişlerdi..

 Karnımızı doyurduktan sonra hemen dolmuşla çıkartma plajı( 1984 yılında Türk askerleriyle beraber Kıbrıs askerlerinin yaptığı Kıbrıs harekatının yapıldığı kumsal ) şimdiki adı Escada plajına gittik.Sezonun ilk denizine girdik.Şezlonlara uzanıp güneşlenerek dinlendik.Sabah erkenden yola çıktığımız için 3 saatlik dinlenme ve deniz bana çok iyi geldi.Bu sene çalıştığım için güzel bir yorgunluk attım.Denize girmek bana çok iyi geldi.


Otele döndük.Hemen hazırlanıp akşam yemeğine marinadaki Sandal Restaruant da Balık salata ,patates kızartması ve bir duble rakı mönüsünü seçtik ve yedik..30 TL karşılığında ucuz ve güzel akşam yemeğiydi .İstanbul'da bu fiyata deniz kenarında balık  yemek imkansızdır.Keyfimiz ve sohbetimiz çok iyiydi.Yemekten sonra İstanbul'dan gelen öğretmen arkadaşlarımızla beraber Limak Otel'in gazinosuna gittik.Arkadaşlar makinalar da oyun oynuyorlardı.Onları seyrettikten sonra biraz sahilde yürüyüş yaptık.Otele saat 01 gibi geldik.Bize gün çok uzun gelmişti.İstanbul-Lefkoşa-Girne , deniz ,güneş ,kumsal şahaneydi.Hemen yatıp dinlenmek gerekliydi.Sabah tekne turu yapacaktık.
Sabah 8 30 da kalkıp kahvaltıya indik.Kahvaltıdan sonra saat 11 de otelin karşısından bindiğimiz tekne ile denize açıldık.Bol bol fotoğraf çekerek. Bir gün önce karadan gittiğimiz yerleri şimdi tekne ile gidiyorduk.3 yerde deniz molası verildi.Öğle yemeğinde balık,tavuk kızartması,sigara böreği ,Rus salatası,patates salatası,şalgam turşusu ve yoğurlu beyaz lahana salatası ile birlikte güzel bir öğle yemeği yedik.Çıkartma plajına bu sefer denizden yüzdük.Ekibimiz 12 kişiydi çoğunlukla genç öğretmenler vardı.Bizde gençlerle birlikte gençleştik.Teknede iç kaydırak vardı.Gençler kaydıraktan kayarak denize girdiler.En önemlisi teknede köpük eşliğinde dans yaptık.Ben ilk kez gördüm.Üst güvertede büyük köpük makinasın dan köpük atılıyor.Müzik eşliğinde dans yapıyorsunuz.Her yeriniz köpük içerisinde kalıyor ama eğlencesi çok keyifliydi.Sonra denizde köpüklerden arınıyorsunuz.Saat 16 30 a kadar deniz,dans,sohbet ve bol bol fotoğraf çekimleri yaptık.Kıyıya yanaştıktan sonra otele gelip hemen duş alıp tekrar hazırlandık.Alış veriş ve akşam yemeği için müzikli yer arayışlarına girdik.Akşam Doma Hotel'in sahildeki barında yemek yiyip eğlenecektik.Öylede oldu.Şahane canlı müzik ve güzel mezeler ile birlikte güzel bir gece geçirdik.Bu arada şeftali kebabının da tadına bakmış olduk.Şeftali kebabı Kıbrıs'ın  yemeği, kuzu içi ile sarılan köftenin ızgarası,lezzetliydi.


Sabah odanın balkonundan güneşin doğuşu 

Bu gecede otele gelip yatmamız saat 01 30 oldu.Ama kesinlikle yorgunluk hissetmedik.3 günlük gezimizin hakkını vermek istiyorduk.
Sabah 8 30 da kalktık kahvaltıdan sonra kiraladığımız minibüs ( son model mercedes )ile birlikte tarihi ve kültürel gezi yapacaktık



O gün Lefkoşa ve Makaryos'un İtalyan avukatınin evine gittik.İlk olarak Karaoğlan Şehitliğe gittik.
Dışarıdan asla görülmeyen orman içerisinde ki 2 katlı Malikâne 1950 yıllarda yapılmış .O yıllarda merkezi kilima ile donatılmış.Lüks evde Türklere yapılan işkencelerin kararları alınmış.İcerisini fotograflamak yasak ama bahçe fotoğraflarını çekebildim



Günün ortasında gittiğimiz köyde çok güzel lezzetleri tıka basa taddık.Tabiki yanımıza fazla gelen et tandırını paket servis yaptırdık.Oradan Lefkoşa'ya geldik.Pazar günü olduğu için çoğu yer kapalıydı.Bizde hellim peynirleri satın aldık.Arkadaşları havaalanına bıraktık tekrar Girne'deki otelimize döndük.
Biz ertesi gün dönecektik.Otele geldik muhteşem Marina manzarası ve Girne Kale manzaralı balkonu muzda şaraplarımızı yudumladik.
Ertesi gün yavru vatana tekrar gelmek dileğiyle İstanbul'a hareket ettik.
.



17 Kasım 2017 Cuma

KURU KAYISILI PRATİK KEK

Pratik ve lezzetli keki diğer kuru meyvelerden de yapılabilir.




MALZEMELER

  • 1 su bardağı dolusu küp doğranmış kuru kayısı
  • 1 su bardağı su
  • 1 paket kabartma tozu
  • 220 g tereyağı
  • 1 su bardağı esmer şeker
  • 1 adet yumurta
  • 2 su bardağı un
GRANÜL MALZEMESİ
*1 yemek kaşığı tereyağı
*3 yemek kaşığı süt
*1,5 su bardağı Hindistan cevizi rendesi

YAPILIŞI
  1. Geniş tencerede kuru kayısı,su ,şeker ve 1/2 paket kabartma tozunu beraber 10 dakika kısık ateşde kaynatın.
  2. Ocağı kapattıktan sonra içerisine soğuk tereyağını ekleyip karıştırın
  3. Yumurtayı kırıp hızlıca karıştırınız.
  4. İçerisine unu, 1/2 paket kabartma tozu ile karıştırıp ekleyiniz.
  5. Karışımı 20 cm lik kek kalıbına yada orta boy borcamı yağlayıp boşaltınız.
  6. Önceden 160 derece ısıtılan fırında 20 dakika pişiriniz.
  7. Bu arada aynı tencereye granül malzemelerini alıp karıştırınız.
  8. Keki 20 dakika sonra fırından alıp üzerine granülü döküp 10 dakika daha pişiriniz.
  9. Üzeri çıtır çıtır içi yumuşak keki çay saatlerinde afiyetle servis yapınız.
  10. Sevdiklerinizle beraber afiyet olsun
PÜF
Kuru kayısının yumuşaması için kabartma tozu ile pişirilmelidir.
NOT
Kabartma tozunun yarısı kayısılar pişerken kullanılacak diğer yarısıda un ile beraber kullanılacaktır.

15 Kasım 2017 Çarşamba

SÜLEYMANİYE ve VEFA GEZİMİZ

Bu gün sevgili Sema'nin rehberliğinde Süleymaniye Camisi ve etrafı ile Vefa Bozası na gitmek için sabah 10 da Kadıköy'de buluştuk.Bodrum'dan sonra yaklaşık 1.5 aydır görüşememistik.Tabiki sarılıp koklaştık ve hemen Eminönü motoruna bindik.
Eminönü'nde motordan indik ten sonra uzaktan gördüğümüz Süleymaniye Cami'si güzergahını yürümeye başladık.Ama o ne? Sepet ve ahşap tasarımcısı karşımıza çıkınca , uzun zamandır almak istediğim çamaşır sepeti modelleri ve ahşap peynir tabaklarına baktık.


 Sağdan çok merdivenli yoldan çıkarak Süleymaniye Camisini dışarıdan gezdik.Mimar Sinan yapıtı olan bu cami 16. yüzyılda yapılmış.




Süleymaniye deki kütüphaneye geldiğimizde aslında özel izinle girilen yeri gezme fırsatı yakaladık.Kitap pataloğu(hasta kitapları onaran) hanımla tanıştık.Şaşırtıcı değilmi?Biz de şaşırdık.Aslında 1959 yılında kurulan bir vakıf tarafından eski kitaplar tamir ediliyor.Hanim efendi aslında ziyareti özel izinle yapılan yer hakkında bize bilgi verdi.Tabiki bize eşlik eden özel güvenlik görevlisinin yanında fotoğraf çekmeme de izin verildi.





Kütüphaneden ayrıldıktan sonra Süleymaniye'nin sokaklarında restorasyonu tamamlanmış eski evleri fotoğraflayarak Vefa Boza'sına geldik.Ben ilk kez geldim.Açıkçası 40 yıldır İstanbul'da olup da gelmemiş olmam beni utandırdı.Evde kendi yaptığım boza tadında hafif ekşi ..Biz hazırlıklı gittik.Karşısındaki bakkaldan leblebi aldık.Dedim ya !Sema daha önce geldiği için bu konuda bilgili bir rehber
Üzerinde tarçıni bol ,leblebileride biz üzerine koyduk afiyetle içtik.


Vefa Bozası 1879 yılından beri hiç bir Şubesi olmadan hizmet vermekte.





Bu arada Vefa Boza dükkanında fotoğraf çekmeye devam ediyorum.Atatürk köşesindeki boza içtiği bardağı , cam fanusta korunuyor.Çok duygulandım.1937 yılında Atatürk burada boza içmiş.



Vefa Lise'sinin önünden geçerek meşhur kuru fasulyesi yemeğe karar verdik.Gezimiz tarihi yerleri gezmek ,görmek ve fotoğraf çekmenin yanında gurme lezzetler de olmalıydı.
Gerçekten çok lezzetli kuru fasulye yedik.Pilav üstü kuru ve karışık turşu,yaklaşık 1 saat kaldık.Yemeğin üzerine çay ,sohbet ve dinlenme.





Az kalsın unutuyordum .Sema bu arada 24 Kasım 'da Milano ve göller bölgesi tatilini de telefonla ayarladı hepsi 25 dakikada hatda ödemesini  de yaptı.Bayılıyorum bu sarışın ve tatlı kadına hiç bir zamanı ötelemez.Maşallah maşallah😊❤
Artık kalkma vakti geldi yeterince dinlendik.Tekrar geriye döndük Süleymaniye tesbih müzesine gittik.Gerçek kehribar,fildişi,mors ve ağaçlardan yapılan tesbihler harikuladeydi.Özellikle imameleri gümüş işleme olanları









Bu arada Kapalıçarşı içerisindeki Cevahir Bedestanında altın kaynak yaptırdım.Nuruosmaniye kapısından çıktık.Sultanahmet de kahve molası ve dinlenme den sonra yürüyerek Eminönü ne indik.Bu arada keçe sanatında başarılı ve bol ödüllü Mehmet bey ile tanıştık.İpek ve keçeyi beraber kullanarak şallar,çantalar ve kabanlar birer sanat eserinde.Kendime bir tane kaşkol alarak bu günü ödüllendirdim.Mehmet bey dükkanının üstünde, keçe ve ipek ile yapılan sanatın kursunu vermekte.Yurdun her yerinden günü birlik kursiyerleri var.
Sabah saat 10 da başlayan gezimiz saat 17 50 vapuruna binene kadardı.

Fotoğrafı ma takılan güzellikleri sizlerle paylaşmak ve bilgi vermek istedim.Sevgilerimle😊